"COSMOPOLİTAN DERGİSİ RÖPORTAJI!"
Eklenme Tarihi: 19 Ekim 2008 Pazar
Rock piyasasında kendine özgü tarzıyla tanıdığımız Duman, iki buçuk yıllık aradan sonra üçüncü albümleri "Seni Kendime Sakladım"ı piyasaya çıkardı. Albümün ilk şarkısı 'Özgürlüğün Ülkesi' bir Amerika eleştirisi olmakla beraber, diğer parçalar klasik Duman şarkıları...
İkinci albümle bu yeni albüm arası bayağı uzun sürdü. "Seni Kendime Sakladım" için niye bu kadar beklediniz?
KAAN: Birinci albümle ikinci albümün arası daha da uzundu. Bizim için yeni bir şey değil aslında. Çok konser oluyor, konsantre olup, toplanıp, bir araya gelip stüdyoya girmek bir şekilde uzuyor. Albümün parçalarının oluşması, öyle fabrikasyon gibi çıkmıyor. Parçalar ortaya çıktıkça birikiyor ve sonrasında içinden
seçip albüme koymaya karar veriyoruz. Parçalar evde, kendi halimizdeyken oluşuyor, bunların arasından kulağımıza hoş gelenleri stüdyoda aranje ediyoruz, sözler yazılıyor ve böylelikle de albüm hazırlanmış oluyor. Albüm çıkartmak için parça yapmaya girişmiyoruz ama albüm için stüdyoya girince bir anda yeni yeni şeyler de çıkıyor tabii ki.
Kendinize 'Biz iki senede bir albüm çıkartmalıyız' gibi bir zaman aralığı koyuyor musunuz?
ARİ:Bizim standrt anlaşmamız aslında her sene bir albüm yapmak üzerineydi ama bizim prodüktörümüz, çalıştığımız şirket bizi zorlamıyorlar, "Ne zaman istiyorsanız yapın" diyorlar. Zaten bu bir süreç. Şarkıların oluşması, kendini bulması, bizim onları prova etmemiz belli bir zaman alıyor. Tamam "Hadi hazırlanalım, sıkılaştıralım tempoyu" derken de bir yıl geçmiş oluyor. Bir yıl da hazırlanıyorsunuz, kayıtlar falan derken albümün çıkması iki yılı buluyor.
BATUHAN: Çok isterseniz altı ayda bir de albüm çıkartılabilir ancak bizim böyle bir şey için açıkçası vaktimiz yok. Çok fazla konser veriyoruz.
Yeni albümü hazırlarken bir öncekinden kötü olursa, ya onun kadar tutmazsa gibi endişeleriniz oldu mu?
KAAN: Parçaları yapıyoruz, kayıttan sonra içimize sinmezse zaten albüme koymuyoruz. O yüzden çalışırken parça parça ilerliyoruz. Açıkçası çok fazla piyasayı, "Tutmazsa ne olur'u, düşünmüyoruz, ticari başarısı bizi pek bağlamıyor. Bizim için besteler önemli, onları en iyi şekilde dinleyiciye ulaştırmak amaç. Hiçbir zaman öyle bir
baskı altında hissetmiyoruz kendimizi.
Ticari olarak düşünmüyoruz diyorsunuz. Anladığım kadarıyla siz konserlerle daha mutlu olan insanlarsınız...
KAAN:Albüm bunun meyvesi işte. Albüm olmazsa seyirci konserde gelip ne paylaşacak bizimle. Bu yüzden albüm işin güzel bir kısmı ama çalmak önemli, konser bizim en keyif aldığımız şey
Üçünüz de farklı konularda eğitim almanıza rağmen profesyonel olarak müzikle uğraşmaya nasıl karar verdiniz?
BATUHAN: Eğitim konusu "altın bilezik". Ailelerimizi mutlu etmek için okuduk açıkçası. Bize kalsa hiç okumazdık da belki. Müzik okurduk seve seve. Ama fırsat olmadı. Ari, mesela, okudu
ARİ: Biraz gittim ama tamamına erdiremedim ben de. İki sene konservatuvara devam ettim. İşletme okurken, bir yandan da yarı zamanlı olarak konservatuvara gidiyordum. İkisi bir arada yürümedi. Geç kalınmış bir durumdu, çok genç yaşta okul olayına girmek gerekiyor müzikte
BATUHAN: Biz kendimiz bir hedef belirleyerek ve onun üstünden çalışarak aslında okul kısmını hallettik gibi.
Müzik dinlemenin sizin yaratıcılığınızı etkilediğini söyleyebilir misiniz?
KAAN: Kesinlikle. İşin yüzde ellisi dinlemektir. Yapmışlar çok güzel işler, bunları görüp de onlardan etkilenmemek kün değil. Biz de taklit ederek başladık itiraf etmek gerekirse. Cover yapıyorduk hepimiz barlarda.
Yeni albümünüz "Seni Kendime Sakladım"a dönersek, ilk şarkı 'Özgürlüğün Ülkesi' bence politik bir
şarkı. Önceki albümlerde de böyle parçalar vardı. Her albüme politik bir şarkıyı özellikle mi koyuyorsunuz?
KAAN: İlk albümde 'Dönek', ikinci de 'Masal' ve 'Manası Yok' dediğiniz gibi politik şarkılardı. Açıkçası özellikle politik bir şarkı olsun diye değil, içimizden geldiği gibi yaptık bu şarkıları. Konular, müziği yazarken kafada beliriyor. Politika da şu an günümüzde olan bir olay. Nasıl aşk, sevgi varsa isyan da var. Sonuçta insanız hepimiz, etrafımızda, dünyada olup bitenden etkileniyoruz
Yeni albümün müzikal olarak öncekilerden bir farkı var mı?
KAAN: Dinleyici olarak siz söyleyeceksiniz onu. Çünkü biz aynı formülü uyguladık; gitar, davul, bas. Aranjmanlarda ufak değişiklikler olabilir, ötesinde de besteler dışında farklı bir şey yok herhalde.
Besteleri nasıl bir ruh haliyle yapıyorsunuz?
ARİ: Ruh halinize göre değişiyor. Akşam elinize gitarı aldığınız zaman nasıl bir havadaysanız, o havada çıkıyor parçalar da. Güzel bir melodi yakaladığınıza inanıyorsanız, onun üstüne giderek beste haline getiriyorsunuz. Gerginsen, daha sert şeyler yapıyorsun doğal olarak.
Şarkılardan iki tanesi Ari'nin. Bu şarkılar nasıl dahil oldu albüme?
ARİ: Daha önceki albümlerde çoğunlukla Kaan'ın parçaları vardı. Batuhan'la Kaan'ın beraber yaptıkları, sadece Batuhan'ın yaptığı şarkılar vardı. Bunda da iki tane benim katkım olsun istedim. Herkes ne yapıyorsa ortaya döküyor. Güzel olacağına inanacağımız şeylerin üstüne gidiyoruz, çalışıyoruz.
Konser kayıtlarından hazırlanan albümleriniz de var.
Stüdyoda da konser kayıtlarındaki performansı yakalayabiliyor musunuz?
KAAN: İkisinin de ayrı tatları var. Konser albümünün enerjisi, o vahşi havası tabii ki başka. Biri daha kontrollü, biri daha seyircilerle iç içe ve enerjik. Farklı tatlar diyebiliriz. Kimisi stüdyo albümünü seviyor, konser albümüne tahammül edemiyor, çok sert geliyor. Bazıları da konseri seviyor, stüdyo albümünü çok yumuşak buluyor. Bize göre ikisi de farklı tatlar. Herhalde konser albümü yapmaya devam ederiz çünkü konser albümü yapmak zor bir şey değil. Konseri kaydediyorsunuz, iş bitiyor.
BATUHAN: Bizim için stüdyoda yapmaktan çok daha kolay. Sadece çalmaya konsantre oluyoruz, kaydı bir ekip var, onlar hallediyorlar. Halbuki stüdyoda biz de kaydın içindeyiz mecburen. Aslında stüdyoda da çok farklı değil. Biz yine canlı çalıyoruz, hepimiz aynı anda her şeyi kaydediyoruz. Canlı konserdeki performansı biraz daha kontrollü bir biçimde kasede yansıtmaya çalışıyoruz.
Yurt dışında bir şeyler yapmak istiyor musunuz? İngilizce albüm, konserler gibi...
KAAN: Almanya'da iki konser verdik ama tabii onlar yurt dışına açılmak sayılmaz. Açılmak, ingilizce ya da enstrümental bir albüm yapmaktan geçiyor. Amerika, İngiltere gibi bir pazara girecekseniz, insanların anlaması için enternasyonal bir dil olan İngilizce'yle anlatmak gerekiyor. Rock bir anlatım, bir söylemdir, sözler çok önemlidir.
Türkiye'de kendinize bir rakip görüyor musunuz?
BATUHAN: Biz yarış içerisinde değiliz, zaten müzik de bir yarış değil. Bizi seven başkasını da sever, başkasını seven bizi de sever. Bu bir spor karşılaşması, taraftar olmak gibi bir şey değil
Son soru! Sizinle röportaj yapmak zordur gibi bir imaj var. Bunu siz mi yarattınız, yoksa gerçekten zor musunuz?
KAAN: Albümleri hiç dinlemeden, bizim hakkımızda en ufak bir fikre sahip olmadan gelenler oluyordu. Burçlardan ve havadan, sudan muhabbetler yapılınca biz de geriliyoruz.
BATUHAN: Bir de, çok üst üste röportajlar yapınca da hep aynı şeyleri anlatmaktan sıkılıyoruz.
DUMAN